Osteoid Osteoma Tedavisi

Osteoid Osteoma Tedavisi



Medikal Tedavi



Osteoid osteoma nidusunda üretilen ve ağrıdan sorumlu tutulan prostoglandinler kapiller geçirgenliği arttıran, etkin bir vazodilatör olan bradikinin üzerine de etki ederler ki bu da oluşan ağrıyı potansiyalize eder. Bu durum yumuşak doku zedelenmelerinde oluşan ağrıya çok benzer. Nidustaki osteoblastlarda yüksek COX-2 immünoreaktivitesi gösterilmiştir. Buna bağlı olarak nidustaki osteoblastların ürettiği COX-2 proteini araşidonik asit metabolizmasını aktive ederek intraartiküler osteoid osteomadaki sinovite neden olduğu öne sürülmektedir.


Osteoid osteomada ağrının aspirin ile giderildiği lezyonu literatürde ilk kez tanımlayan Jaffe tarafından bildirilmiştir



Saville 1980 yılında salisilat ve diğer NSAII ile tedavi edilen ilk osteoid osteoma olgusunu bildirmiştir. Bu çalışmada salisilik asit, ibuprofen, fenoprofen, indometazin ve naproksen farklı zamanlarda uygulanmıştır. Naproksenin (250 mg/gün) etkisinin yaklaşık 12 saat, diğer ilaçların ise 3-4 saat boyunca sürdüğü gösterilmiştir. Ağrı semptomunun iyileşmesinden sonra alınan radyografide lezyonun iyileştiği gösterilmiştir. Olgunun tedaviden lo yıl sonra halen asemptomatik olduğu bildirilmiştir. Kniesl ve ark. Osteoid osteomanın cerrahi ve medikal tedavi yöntemlerini karşılaştırdığı 24 olguluk çalışmada; olguların 121 cerrahi olarak tedavi edilmiş olup %100 klinik başarı bildirilmiş. Oniki olgu NSAII tedavisi almış olup bunun altısı ortalama 33 aylık medikal tedaviyi takiben klinik iyileşme göstermişlerdir. Üç olgu çalışma süresince asemptomatik olarak medikal tedaviye devam etmiş, kalan üç olqunun biri NSAII kullanımının yan etkilen nedeni ile diğer ikisi de başarılı medikal tedaviye rağmen kendi istekleri ile cerrahi tedavi yöntemini seçmişlerdir. Bu bulgular ışığında uzun dönemde NSAİÎ kullanımının majör cerrahi tedavi yöntemleri kadar etkin olduğu öne sürülmüştür. Ilyas ve ark. yakın tarihte yaptıkları çalışmada 11 hastanın 9 'unda ortalama 2.75 yıllık NSAÎİ tedavisi sonrasında semptomların tamamen düzeldiğini bildirmişlerdir. Bu çalışmada NSAÎİ olarak yavaş salınımlı ibuprofen ve diklofenak preparatları kullanılmıştır. Rosenthal ve ark. ise aspirin ve ibuprofen 'in hastaların büyük çoğunluğunda etkili olduğunu, naproksenin ise her hastada etkili olmamakla birlikte etkin olduğu hastalarda daha uzun süreli rahatlama sağladığını bildirmişlerdir.


Narkotik analjezikler ise osteoid osteoma tedavisinde çok nadir olarak kullanılır. Hastaların birçoğu uzun süreli ilaç kullanımından hoşnut olmayıp çoğu zaman medikal tedaviye bağlı gastrointestinal ya da diğer komplikasyonlarla karşı karşıya gelmektedirler.



Sonuç olarak osteoid osteomanın medikal tedavisi uzun sürse de başarılı olabilmektedir. Ortalama 2-3 yıl semptomları kaybolması için gerekmektedir. Medikal tedaviye, zor yerleşimli lezyonlarda ve cerrahinin gerekmektedir. Medikal tedaviye, zor yerleşimli lezyonlarda ve cerrahinin uygun olmadığı durumlarda başvurulması uygundur.

Osteoid Osteoma Nedir

Osteoid Osteoma Nedir



1966 yılında Edeiken ve arkadaşları tarafından nidusun radyografik lokalizasyonuna göre 3 osteoid osteoma tanımlanmıştır



Kortikal osteoid osteoma: En sık görülen tiptir. Özellikle femur ve tibiada olmak içere Opik olarak ucun kemiklerin diyafizinde fuziform sklerotik korbkal kalınlaşma seklinde görülür. Lezyonun kendisini temsil eden karakteristik iadyolüsen alan genellikle osteosklerozun ortasında bulunur. Osteoskleroz aktif olup cerrahi sonrasında genler.



Medüller osteoid osteoma (Spongiyöz): Orta sıklıkta görülür. Femur boynu, el ayağın küçük kemiklerini ve vertebra posterior elemanlannı daha çok tutma eğilimindedir. Osteoskleroz görüldüğünde haflf-orta derece olup lezyondan uzak yerleşimli olabilir, Korbkal osteoid osteomann aksine nidus osteosklerozun ortasnda görülmez. Bu özellik cerrahi tedavi açısından önemlidir. Çünkü tedavinin sağlanması için sklerozdan çok nidusun çıkarılması gerekmektedir.



Subperiostal osteoid osteoma: En nadir görülen tiptir. Tutulan kemiğe komşu yumuşak doku kitlesi şeklinde gelişir. Subperiostal osteoid osteoma tipik olarak femur boynu mediyalinde, el ve ayakta görülür . Altındaki kemikte basınç abofisi ya da düzensiz kemik rezorpsiyonu oluşturabilir . Subperiostal osteoid osteomalar neredeyse hiç reakbf skleroz oluşturmaz.



Medüller ve subperiostal osteoid osteomalar tipik olarak intra bölgelerde gelişirler. Spongiyöz kemik daha çok uzun kemiklerin metafizlerinde ve eklemlerin komşuluğunda izlenir. Bu yüzden medüller osteoid osteoma genellikle jukstoarbküler yerleşimi görülür. Subperiostal osteoid osteomann neden bu bölgelerde geliştiği ise bilinmemektedir.