Anestezi ve Titreme

Anestezi ve Titreme

Ameliyat sonunda hastalar uyanma odasına alınırlar. Uyanma odası ekibi tüm bu süreçte hastaların yanında olur ve kan basıncını, nabzı ve kan oksijen seviyesini takip eder. Bazı hastalar bu dönemde titrerler. Anestezi sonrası titreme çok rahatsızlık verici olsa da genellikle tehlikeli değildir ve 20-30 dakika sonra geçer. Titreme vücudunuzun değişik bölgelerini etkileyebilen istemsiz hareketlerden oluşan bir durumdur. Genel anestezi sonrası olabildiği gibi rejyonel anestezi (epidural veya spinal) sonrası da gelişebilir Ameli­yat sonrası titreme çoğunlukla ameliyat esnasında santral vücut ısısının düşüşüne bağlıdır. Buna termoregülatuar tit­reme denir. Anestezi esnasında uykunun devamlılığını sağlayan ilaçların çoğu vücutta doğal ısı dengesini bozarak bu düşüşe katkıda bulunur. Ayrıca vücudun bazı kısımları ame­liyat esnasında soğuk alanlarla temas edebilir. Bu da ısı kay­bına katkıda bulunur. Titreme bazen de santral vücut ısısında düşüş olmadan da gelişebilir. Buna da non-termoregülatuar titreme denir. Anestetik ilaçlar ve gazlara bağlı olabildiği gibi (antikolinerjik sendrom) ameliyat sonrası ağrıya da bağlı olabilir.

Engellemek amacıyla mümkün olduğu kadar sıcak tut­mak için tüm önlemler alınmalıdır. Isıtıcı battaniyeler kul­lanmak, verilen damar içi sıvıları (serum) ve kanı ısıtarak vermek gibi. Vücut ısısını korumaya yönelik alınan tüm ön­lemlere rağmen genel anestezi sonrası titreme yaklaşık 4 hastadan l'inde gelişir. Titremenin rejyonel anestezi sonrası ortaya çıkma riski genel anesteziye oranla daha yüksektir ve biraz daha uzun sürer. Genç erişkinler diğer yaş grubundaki hastalara göre daha yüksek risk altındadır.

Her ne kadar titremenin kendi kendine geçmesini bek­lemek tercih edilse de titremeyi geçirmek için kullanılabile­cek ilaçlar da vardır. Ancak hiçbir ilaç %100 etkili değildir ve hepsinin de yan etkileri vardır. En etkili ilaçlar dolantin, tramadol ve magnezyum sülfattır. Eğer ameliyat sonrası ağrı varsa, ağrınızın tedavisi de titremeyi azaltacaktır.

Genellikle titreme kendi kendine durur. Tehlikeli bir durum değildir. Yine de vücudun oksijen ihtiyacını arttırdı­ğından hastalara bir maske aracılığıyla oksijen verilmesi ge­rekebilir.

Anestezi ve Bogaz Agrisi

Anestezi ve Boğaz Ağrısı

Genel anestezi sonrası hafif rahatsızlık veren bir ağrı­dan ciddi ve devamlı bir ağrıya kadar geniş bir yelpazede boğaz ağrısı olabilir. Hastalar ağız ve boğaz kuruluğu yaşa­yabileceği gibi konuşurken veya yutkunurken de ağrı hisse­debilirler. Bu bulgular bazen birkaç saatte bazen birkaç günde geçer. Ancak anestezi malzemeleri ile ilgili yeni gelişmeler sonucunda boğaz ağrısı sıklığı giderek azalmaktadır. Hangi nedenle olursa olsun her genel anestezi uygulamasında anestezi uzmanı hastanın nefes alıp vermesini güvenli bir şekilde sağlamak zorundadır. Aynı zamanda tükürüğün ve mide içeriğinin anestezi esnasında boğazınızda birikip, daha sonra soluk borusuna ve oradan da akciğerlere kaçmasını da önlemek zorundadır. Anestezi uzmanı hastaların tıbbi durumunu ve olacağı ameliyatı da göz önünde bulundurarak bu gereklilikleri yerine getirmek için aşağıdaki yöntemlerden birini kullanır:
Entübasyon tüpü: bu soluk borunuza yerleştirilen ucunda şişirildiğinde gaz kaçağını ve yukarıda bah­sedilen sıvı geçişlerini engelleyen yumuşak balon­cuk olan bir tüptür.

Laringeal maske: Bu farklı şekli sayesinde boğazın kubbesine soluk borusunun üzerine oturan bir tüp­tür. Bunun da yumuşak, şişirilebilen bir baloncuğu vardır.

Yüz maskesi: Bu yüzünüze sıkıca yerleştirilen bir maskedir. Bazen bu maske kullanılırken ağız içeri­sine ve dilin üzerine içinde ayrı bir geçidi olabilen bir tüp yerleştirilir.
Anestezi esnasında midenizi boşaltmak veya tükürükle­rinizi temizlemek amacıyla burnunuzdan veya ağzınızdan başka tüplerin ilerletilmesi gerekebilir. Tüm bu tüpler ve maskeler anestezi etkisi ile uyuduktan sonra yerleştirildiğin­den hastalar tüm bu olanlardan haberdar olmaz. Ancak bun­ların herhangi biri boğaz ağrısına sebep olabilir:

Yerleştirilme esnasında tüm bu malzemelerin bo­ğazda rahatsızlığa veya hasara yol açması mümkün­dür. Anestezi uzmanı zararı engellemek için elinden geleni yapar, ancak özellikle de tüpün yerleştirilme­sinin anatomik yapı nedeni ile zor olduğu durum­larda yine de hasar oluşabilir.

Hem entübasyon tüpünün hem de laringeal maske­nin ucunda anestezi süresi boyunca şişik duran bir baloncuk vardır. Bu boğazın veya soluk borusunun baz.ı bölümlerine bası yaparak rahatsızlığa sebep olabilir.

Anestetik gazlar ve bazı ilaçlar boğazı kurutabilir. Bu da anestezi sonrası boğaz ağrısına sebep olabilir.

Entübasyon sonrası boğaz ağrısı gelişme riski yaklaşık 5-7 hastada Tdir. Laringeal maske anestezisinde risk 25 hastada l'e düşer. Burundan ya da ağızdan başka tüplerin de gönderilmesi gerektiği durumlarda risk artar. Genç kadın­larda genel anestezi sonrası boğaz ağrısı riski diğer hastalara göre daha yüksektir. Çoğu zaman belirtiler herhangi bir te­davi uygulanmaksızın geçer. Çok ağrılı durumlarda ağrı ke­siciler ve enflamasyon ve acıyı dindirmek amacıyla ağız gar­garaları kullanılabilir. Ameliyattan 2 gün sonra boğaz ağrısı hala devam ediyor ise veya seste kalınlaşma varsa ileri tetkik için doktora veya anestezi uzmanına baş vurmak gerekir.